-
1 hinauswerfen
-
2 hinwerfen
-
3 Straße
Straße <-n> ['ʃtra:sə] fauf der \Straße sokakta, yolda;auf offener \Straße sokağın [o yolun] ortasında;auf die \Straße gehen sokağa çıkmak; ( demonstrieren) gösteri yürüyüşü yapmak;über die \Straße gehen sokağı geçmek;jdn auf die \Straße setzen ( fam) birini sokağa atmak;der Mann auf der Straße sokaktaki adam2) ( Meerenge) boğaz;die \Straße von Gibraltar Cebelitarık Boğazı -
4 Fenster
Fenster n <Fensters; Fenster> pencere;das Geld zum Fenster hinauswerfen parayı sokağa atmak;fam er ist weg vom Fenster onun artık esamisi okunmuyor -
5 Geld
-
6 herauswerfen
heraus|werfenirr vt1) atmak2) ( hinauswerfen) dışarı atmak;das ist doch herausgeworfenes Geld ( fig) bu, parayı sokağa atmaktan başka bir şey değil -
7 rausschmeißen
raus|schmeißendas ist rausgeschmissenes Geld bu sokağa atılmış paradırsie hat ihn rausgeschmissen onu kapı dışarı etti
См. также в других словарях:
sokağa atmak — 1) birini düşkün, yoksul kalacak biçimde evden, iş yerinden uzaklaştırmak veya kovmak İnsanı kolundan tutup sokağa atmazlar. Halikarnas Balıkçısı 2) para, eşya vb.ni boş yere harcamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
parasını sokağa atmak — değeri olmayan bir mala para vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokak — is., ğı, Ar. zuḳāḳ İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol Biraz sonra şehrin bütün sokaklarında süvariler dörtnala koşmaya başladılar. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler sokak çocuğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… … Çağatay Osmanlı Sözlük
silkelemek — i 1) Üstündeki şeyleri düşürmek, kaydırmak için bir şeyi üst üste, birden silkmek 2) Kuvvetle sarsmak Birini yakasından tutup silkelemek. 3) mec. Dövmek 4) mec. Sarsmak, etkilemek 5) mec. Yük olan, yük sayılan birinin geçim ve sorumluluğunu… … Çağatay Osmanlı Sözlük